19 Ekim 2015 Pazartesi

Odunpazarı Belediyesi Halkın Marketini Kurdu

Eskişehir Odunpazarı Belediyesi hayata geçirdiği Halk Market projesiyle örnek bir sosyal yardım modeli oluşturuyor. Sosyal yardımda çığır açarak insani bir yardım modeli oluşturan belediye, yaptığı işlerle Türkiye'deki diğer belediyelere örnek olmayı hedefliyor.


Halk Market  600 m2 alana sahip ve markette 13 personel görev alıyor. Her ay, aylık 50,00 TL, 6 aylık (yaz ve kış dönemleri) 100 TL. giysi yardım limitleri “Halk Kart”a tanımlanacak. Sadece “Halk Kart” sahiplerinin girebileceği markette ihtiyaç sahibi vatandaşlar kartlarına yüklenen miktar doğrultusunda alışveriş yapabilecek.


4 Ağustos 2015 Salı

Şişman ve Mutlu Kadınlar Şişli'de



Çin’li sanatçı Xu Hongfei’nin dünyayı dolaşan Şişman ve Mutlu Heykel Sergisi 5-12 Ağustos’ta Şişli’de olacak. Şişli Belediyesi ev sahipliğinde yapılacak sergi kapsamında 20 heykel Şişli’nin farklı bölgelerinde sergilenecek. 7 gün boyunca Şişli'de sergilenecek olan Şişman ve Mutlu Heykellerin en önemli özelliği interaktif olması. Sergiyi gezen insanlar heykellere istedikleri gibi dokunabilecek, onlarla fotoğraf çektirebilecek.

"İdeal Beden" Anlayışına Karşı Çıkıyor

Xu Hongfei Şişman ve Mutlu kavramlarının bir araya getirerek farklı bir sanat anlayışına imza atıyor. Sergide popüler kültürün ideal beden ve güzellik anlayışı eleştiriliyor. Kadın bedenini nesneleştiren, sömüren anlayışlar Hongfei'nin Şişman ve Mutlu kadınlarında yok. Mutluluk ve güzellik kavramını 90-60-90 beden anlayışına sıkıştıran anlayışa karşı Xu Hongfei, tombul kadın portresinde aradığı özgürlüğü ve cazibeyi buluyor. 
Hongfei'ye göre sanat eğlenceli ve zevkli olmalıdır. Sanatında tamamen doğal bir şekilde eşsiz bir yaratıcı perspektif aramaktadır. Bu figürleri betimlerken beyaz mermeri, değerli ahşabı ve bronzu titizlikle kullanmaktadır. 



Belediyelerden Sinema Atağı!

Son dönemde belediyelerin açık hava film gösterimleri büyük ilgi çekiyor. Birçok belediye sıcak yaz günlerinde vatandaşlarına nostalji yaşatmak için film günleri düzenliyor. Film gösterimleri  hem halk tarafından ilgiyle karşılanıyor hem de belediyelere kültür-sanat anlamında olumlu bir algı oluşturuyor. Daha önce Şişli BelediyesiKadıköy BelediyesiMaltepe Belediyesi ücretsiz açık hava film gösterimleri düzenlemişti.Belediyelerin başarıyla yaptığı film gösterimlerine Eskişehir'in Odunpazarı Belediyesi'de dahil oldu. Belediye ücretsiz film gösterimleriyle Eskişehirlilere film dolu günler yaşatmayı hedefliyor.


Eskişehir Odunpazarı Belediyesi 35 mahallesinde açık hava film gösterimleri düzenliyor. Belediye "Sokağa çıkın Sinema Geliyooor" sloganıyla başlattığı etkinlikle 7'den 70'e tüm Eskişehirlilere sinema dolu akşamlar yaşatmayı hedefliyor. Ücretsiz olarak yapılacak film gösterimleri 7-21 Ağustos tarihleri arasında 35 farklı mahallede gerçekleşecek.

7 Ağustos'ta Bekçiler Kralı ve Eşkiya filmleriyle başlayacak olan sinema günleri 20 gün boyunca Eskişehirlilere sinema coşkusu yaşatacak. Yaz akşamlarının vazgeçilmezi olan sinema günlerinde belediye ücretsiz gazoz ve mısır dağıtmayı da ihmal etmiyor :) Haydi sokağa çık Odunpazarı, Sinema Geliyooor!


Bu Şehirde Engel Yok!

Ülkemizde engelli vatandaşlara yönelik uygulamalar maalesef oldukça az. Yollar, yaya kaldırımları, iş merkezleri engellileri düşünülerek yapılmıyor. Bu yüzden engellileri parklarda, sokaklarda göremiyoruz çoğu zaman... Meseleye özel olarak engelli hakları ve genel olarak da insan hakları bağlamında baktığımızda, devletin ve kamu kurumlarının güvenceleri ve yaptırımları engellilerin haklarına kavuşabilmeleri açısından büyük önem taşıyor. Engellilere uygun yollar yapmak, kaldırımlara ve yollara sarı şeritler koymak, kamusal alanlarda yazılarda kabartmalar kullanmak aklıma gelen küçük birkaç örnek... İzmir Büyükşehir Belediyesi bu bağlamda engelli bireyler için başlattığı "Engelsiz İzmir" projesiyle hayata dokunan çözümler üretiyor. İzmir kent olmanın bir gereği olarak her vatandaşın şehirden en iyi şekilde yararlanmasını hedefliyor. 



İzmir Büyükşehir Belediyesi engellilerin hayatını kolaylaştıran mekan ve araçlara yönelik Türkiye'de bir ilk olarak "Kırmızı Bayrak" projesini uyguluyor. Kırmızı Bayrak: Engelli bireylere yönelik mekanlarında düzenleme yapan kurum ve kuruluşlara verilen bir tür derecelendirme kriteri. “Kırmızı Bayrak”, 1, 2 ve 3 yıldızlı olmak üzere üç kategoride veriliyor. 1 yıldız erişilebilirlik konusunda Teknik Şartname’de belirtilen kriterlerin en az yüzde 60’ını, 2 yıldız en az yüzde 75’ini sağlayan, 3 yıldız ise belirtilen kriterlerin en az yüzde 90’ını sağlayan kamuya açık faaliyet gösteren açık veya kapalı mekanlara ile ulaşım araçlarına verilen “Kırmızı Bayrak”ı temsil ediyor.

Engellilerin kent içindeki yaşam kalitesini artırmaya yönelik çalışmaları teşvik amacıyla başlatılan uygulamada, kırmızı bayraklar, farklı kurum temsilcilerinin yer aldığı bir komisyon tarafından veriliyor. Kırmızı Bayrak Komisyonu’nda İzmir Büyükşehir Belediye Meclisi, İzmir Kent Konseyi, Mimarlar Odası, İnşaat Mühendisleri Odası, Makine Mühendisleri Odası, Ege Bölgesi Sanayi Odası, İzmir Ticaret Odası, İzmir Esnaf ve Sanatkâr Odaları Birliği temsilcileri ile ortopedik, görme ve işitme engelliler ile ilgili faaliyet gösteren dernek temsilcileri yer alıyor.


Engelli yurttaşların kent içerisinde rahatça gezebilmeleri, şehrin sosyo-kültürel imkanlarından faydalanabilmeleri "kent" olmanın belki de en önemli kriterlerinden... İzmir'de yaşayan birçok kurum ve kuruluşun el birliğiyle "Engelsİzmir" için çalışmaları takdir edilecek bir durum. Bu tür örnek projelerin ülkenin her yanına yayılması engelli hakları açısından oldukça önem taşıyor. Engelli vatandaşların da herkes gibi hakları olduğunu unutmayalım ve onlara karşı farkındalığımızı arttıralım. Unutmayın: En büyük engel kafamızda yarattığımız ön yargılar ve bariyerlerdir... Oysa hayatı paylaşmak için engel yok!




29 Temmuz 2015 Çarşamba

Belediyeler ve Sloganları

Slogan, bir grup, örgüt veya kurumun amaç ve araçlarını genel olarak tanımlayan bir deyiş veya sözcük topluluğuna verilen isimdir. Slogan sözcüğünün diğer bir adı da mottodur. Birçok ülke, kent, üniversite ve diğer kurumların mottoları bulunur.
Belediyeler için slogan kentin tarihini, konumunu ya da vizyonunu anlatmalıdır. Slogan bir kent için farklılaşma unsuru olmalıdır. Bu yüzden doğru slogan kentin var olan konumu ve diğer (rakip) kentlerin sahiplendiği alanlar dikkate alınarak belirlenmelidir.

Belediyelerin sloganlarını araştırdığımızda bir çok belediyenin kurumsal olarak bir slogana sahip olmadığını görüyoruz. Belediyeler için bir farklılaşma unsuru olarak ve akılda kalma açısından slogan önemlidir. Örneğin: bir Turizm şehriyseniz kentinizi yerli ve yabancı turistlerin gözünde en iyi şekilde anlatan bir slogana sahip olmanız sizi rakiplerinizden ayıracaktır. Bu yazıda belediyelerin var olan kimlikleri üzerinden sloganlarını değerlendiriyoruz.

Nilüfer Belediyesi: Gülümseyin Nilüfer'desiniz...

Bursa Nilüfer Belediyesi'nin sloganına alışılmış sloganların dışında bir slogan. TÜİK'in Türkiye Mutluluk Endeksi verilerinde sadece iller olduğu için Nilüfer Belediyesi ile ilgili bir veriye ulaşamadım. Peki Nilüfer'de neden gülümsemeliyiz? Nilüfer'i bu kadar mutlu bir kent yapan şey nedir?

Belediyenin web sitesinde Nilüfer'de halkın memnuniyet oranının Türkiye ortalamasının üzerinde bir orana, yüzde 86.5 gibi bir rakam olduğu belirtiliyor. Nilüfer Belediye Başkanı Mustafa Bozbey Nilüfer'in neden mutlu olduğunu şöyle açıklıyor:


"Nilüferliler neden mutlu? Çünkü bu kentte yatırımlar, odağında insan olan bir anlayışla gerçekleştiriliyor. Çünkü bu kentte kararlar, Mahalle Komitelerimizle, vatandaşlarımızla birlikte alınıyor. Çünkü kim olursa olsun ötekileştirilmeden hizmetlere eşit bir şekilde ulaşılıyor. Ülkenin neresine giderlerse gitsinler, "Nilüferliyim" dediklerinde, "örnek ve lider" hizmetlerimizle tanınan bir kenti temsil ediyorlar. Nilüferliler mutlu çünkü, kültür sanatta da, sporda da, eğitimde de öncüyüz..."



Şişli Belediyesi: Şişli Hepimizin 
Şişli Belediyesi son seçimde yaşanan başkan değişikliğinden sonra slogan değişikliğine gitmiş. Geçmiş dönemlerde kullanılan "Birlikte;sevgiyle" sloganı yerine şimdilerde "Şişli Hepimizin" sloganı kullanılıyor. Slogan değişikliklerinin sık yapılması kurumlar ve markalar için çok doğru bir yaklaşım olarak kabul edilmez ancak kurumsal olarak yaşanan değişiklerden sonra yeni bir vizyon ve kimlik doğrultusunda slogan değişiklikleri yapılabilir.

Sloganı değerlendirdiğimizde farklı kültürlerin, inançların, kimliklerin bir arada yaşadığı "çeşitlilik" ve "hoşgörü" vurgusu karşımıza çıkıyor. İstanbul'un eski ilçelerinden biri olan Şişli'nin yüzyıllardır var olan güçlü kimliği sloganla öne çıkarılmaya(vurgulanmaya) çalışılmış. Tek tipçiliğin, ben merkezciliğin siyasal ve sosyal hayatta baskın olduğu ülkemizde birlikteliğe ve "çoğulculuğa" vurgu yapan bir slogan kullanmak takdir edilecek bir durum. 



İzmir Büyükşehir Belediyesi: Yaşayan Şehir, Yaşanacak Şehir
 Boyozuyla, çiğdemiyle, gevreğiyle kendine özgü, farklı bir kent olmayı başarabilmiştir İzmir...
İzmir denince aklına "yaşanabilirlik" gelir çoğu insanın. İzmir'de büyükşehir olmanın özelliklerini görürken aynı zamanda hala talan edilmemiş, nefes alabilen "yaşanabilir" alanlar bulabilirsiniz. İzmir kordonuyla, yeşil alanlarıyla, bisiklet yollarıyla hep canlılığın, yaşamın olduğu bir kenttir. İzmir'in sloganı İzmir kimliğini iyi bir şekilde ifade ediyor. Kent olmanın bina yapmayla, betonlaşmayla alakalı olmadığını gösteren nadir örneklerden olan İzmir, bir marka kent vizyonuyla hareket ediyor.


Bursa Büyükşehir Belediyesi: Ulu Şehir
Osmanlı Devleti'ne başkentlik yapan, bir çok tarihi ve kültürel yapıyı bünyesinde barındıran Bursa güçlü bir kimliğe sahiptir. Tarihi ve kültürel açıdan önemli bir kent olan Bursa, turistik ve ekonomik açıdan da ülke açısından önemli bir konumdadır. "Ulu" erdemleri bakımından çok büyük, yüce anlamını taşıyor. Slogan ve kullanılan lale logosuna baktığımızda özellikle Osmanlı kültürüne (tarihe) bir yaslanma karşımıza çıkıyor. Bursa camileri, tarihi yapıları ve kültürüyle "ulu şehir" konumunu sahipleniyor. Bursa köklü tarih ve kültürüyle daha geleneksel bir konum belirlemiş gözüküyor kendine.




Tepebaşı Belediyesi: Hayat Tepebaşı'nda

Tepebaşı'nı bir kez ziyaret etmişseniz "Hayat Tepebaşı'nda" sloganının kente ne kadar yakıştığını anlarsınız. Eskişehir'in örnek belediyesi Tepebaşı'nı ifade eden en güzel kelimedir bir bakıma "Hayat Tepebaşı'nda". Evet bu şehirde hayat var: Sanatıyla, kültürüyle, down kafesiyle, Venedik'e nispet edercesine uzanan Adalar'ıyla, şehrin dinamizmini her zaman canlı tutan öğrencileriyle Tepebaşı'nda Hayat Var! 
Türkiye'de bir çok konuda örnek gösterilen Eskişehir'in Tepebaşı Belediyesi bir bakıma sıfırdan yaratılmış bir şehir. Tepebaşı'nın birkaç örneği dışarıda tutarsak çok fazla tarihi yapıları yoktur. Tepebaşı genel olarak bir "üniversite kenti" özelliği gösterir. Şehir özellikle kültür sanat konusunda çok başarılı işlere imza atıyor. Belediye sloganda geçmişe dayalı geleneksel bir slogan tercih etmek yerine geleceğe dönük vizyoner bir slogan seçmiş. Tepebaşı'nın konumunu ve var olan kimliğini değerlendirdiğimizde başarılı bir slogana sahip olduğu söylenebilir.


Mersin Büyükşehir Belediyesi: Akdeniz'in İncisi Bir Dünya Kenti
"Akdeniz'in incisi" ve "bir dünya kenti" artık klişe haline gelmiş sloganlar. En basit ifadeyle Google'a "Akdeniz'in İncisi" yazdığınızda karşınıza İzmir'den, Adana'ya, Mersin'den Antalya'ya kadar bir çok kent çıkıyor. Dolayısıyla slogan bir farklılaşma sağlamıyor. Akdeniz Bölgesi'nde "Akdeniz'in İncisi" olarak nitelendirilen "Akdenizlilik" konumu daha güçlü kentler var. Mersin Doğu Akdeniz bağlamında baktığımızda bir "inci" olabilir ama Akdeniz'in İncisi sloganı Mersin için doğru bir ifade ve farklılaştırıcı bir unsur olarak görülmüyor. Şehrin kimliğini ve konumunu dikkate almayan klişe sloganlar şehre hiç bir katkı sağlayamaz. Bu nedenle Mersin, turizm ve liman kenti olma konumunu sahiplenerek daha iyi bir slogana sahip olabilir.



23 Temmuz 2015 Perşembe

Belediyeciliğe İnteraktif Çözüm

Şişli Belediyesi sosyal medyada oluşturduğu çözüm odaklı yaklaşımla Jun’a rakip.

Geçen hafta İspanya’nın küçük bir kasabası olan Jun’un Twitter’ı belediye çalışmalarında nasıl başarılı bir şekilde kullandığını yazmıştım. 
Jun’un vatandaşlarının sorunlarını çözmede kullandığı yaklaşıma benzer bir yaklaşım Şişli Belediyesi tarafından da kullanılıyormuş. Şişli Belediyesi Sosyal Medya Birimi oluşturduğu interaktif yaklaşımla vatandaşların sosyal medya üzerinden bildirdikleri sorun, öneri ve görüşlere 7/24 çözüm buluyor.
Şişli Belediyesi Haziran Raporu

Şişli Belediyesi Sosyal Medya birimi oluşturduğu Çözüm Masası platformunda şikayetlere anlık olarak çözüm bulmaya çalışıyor. Çözüm Masası’nda aylık olarak şikayetler ve öneriler raporlanıp, değerlendiriliyor. Değerlendirilen raporlarla yeni yaklaşımlar deneniyor ve Çözüm Masası’nın başarı oranı her geçen gün artıyor.



Belediyenin sosyal medya üzerinden vatandaşlarla kurduğu iletişim yeni nesil belediyecilik açısından güzel bir örnek oluşturuyor.  Dijital dünyanın sağladığı imkanları fırsata dönüştüren belediye, klasik belediyecilik anlayışının dışına çıkarak vatandaşlarla doğru bir iletişim tarzı oluşturmuş. 

7 Temmuz 2015 Salı

Twitter'dan Yönetilen Kasaba:Jun






İspanya'da bulunan Jun kasabası için Twitter'dan yönetiliyor desek yanlış olmaz sanırım. Granada kentine bağlı 3 bin 500 nüfuslu bir kasaba olan Jun’da yaşayan halk, Twitter’ı hayatın her alanında yoğun olarak kullanıyor. Halk Twitter aracılığıyla tüm sorun ve önerileri kolayca yetkililere ulaştırabiliyor. Bu kasabada bürokrasi, ulaşılamayan yetkililer ve çözülemeyen sorunlar yok.

Jun Belediyesi Twitter üzerinde kurduğu sistemle halkın tüm sorunlarını kısa sürede çözüyor. Belediyenin elektrik, su, güvenlik vs tüm birimlerinin her birinin Twitter hesapları var. Her birimde Twitter'dan gelen sorunlarla ilgilenen bir görevli bulunmakta. Halk bir sorunla karşılaştığında doğrudan bu hesaplara yazıyor ve karşılık alabiliyor. Sorunun ne zaman çözüleceği, ne durumda olduğu vatandaşa bildiriliyor. Sorun çözüldüğünde fotoğrafla birlikte vatandaşa gönderiliyor. 



Belediye Başkanı Rodriguez Salas'ta sistemin işlerliğini sağlayan en önemli kişi. Salas Twitter'dan gelen sorun ve önerilere anlık olarak cevap veriyor. Sorunu doğrudan yetkili birime yönlendirerek çözümün takibini yapıyor. Halk ne zaman isterse başkana kolayca ulaşabiliyor.


Ayrıca belediye yaşlı insanları ve Twitter kullanıcısı olmayan vatandaşlarını Twitter kullanımına teşvik ediyor. Belediye içerisinde Twitter hesabı açma konusunda vatandaşa yardımcı olan bir birim kurulmuş. Birim bugüne kadar belediyede 600'e yakın vatandaşa Twitter hesabı açmış. Jun'un belediyeciliğe getirdiği bu farklı yaklaşım bilim dünyasının da dikkatini çekmiş. Twitter'ın veri destekçilerinden olan Massachusetts Institute of Technology'den (MIT) Doçent Deb Roy bu yıl belediyeyi ziyaret ederek sistemi incelemiş. Sistemin Amerika’daki şehirlerde kullanılabilirliği araştırılıyor.


Jun'un Twitter üzerinden kurduğu interaktif belediyecilik sistemi etkili olmasının yanında büyük bir haber değerine de sahip. Sistem Guardian gibi büyük haber sitelerine konu olmuş durumda. Belediye de bu pr etkisini doğru  anlamış olacak ki; şehrin merkezine Twitter anıtı dikerek, dört bir tarafı Twitter kuşlarıyla donatarak "Twıtter'dan yönetilen belediye" konumunu iyice sahiplenmiş.




29 Haziran 2015 Pazartesi

Belediyelerin Unutulmaz Tweetleri!

Belediyeler sosyal medyada uzun süredir kamu dilinden uzak, sıcak-samimi bir dil kullanıyor. Özellikle bazı belediyeler var ki, kullandıkları dilleri, vatandaşa samimi yaklaşımları ve bazen de atarlarıyla her zaman gündem olmayı başarıyorlar. Onlar belediyeciliğin gülen yüzleri; bazen atarlılar, bazen sıcak ve sevecen ama onlar hep gönüllerin şampiyonu.

Belediye gibi belediyelerin hepimizi güldürürken düşündüren, mizah soslu unutulmaz "tweetlerini " derledik.

Kadıköy Belediyesi:
Beşiktaş Belediyesi:

Beşiktaş Belediyesi durur mu? Yapıştırmış cevabı: 

*Bknz: 6 Nisan 2015'te Twıtter'a erişimin engellenmesi



Şişli Belediyesi:
Karmaşık bir ilişki içerisindeler :)
Elektrik kesintilerinden bunalan belediye çareyi Bedaş'a yürümekte buldu.

Yozgat Belediyesi:
Tüm Türkiye'nin Yozgat'ın koordinatlarını öğrendiği o an:

Ataşehir Belediyesi:
Belediye burada İstanbul Büyükşehir Belelediyesi'ne ayar veriyor.

Odunpazarı Belediyesi:
Çünkü homofobi öldürür!
Belediye'nin 'Aşk örgütlenmektir' şeklindeki tweet'ine 'Bu iğrençlikle Aşk'ı bir tutabilen cahil zihniyet benim belediyem olamaz' tepkisini veren kullanıcı, hiç beklemediği bir tepkiyle karşılaşıyor: "Doğuştan mı homofobiktiniz yoksa, sonradan mı oldunuz? Geçmiş olsun. Tedavi için yardımcı olabiliriz."

Edremit Belediyesi:








19 Haziran 2015 Cuma

Belediyeler ve Logoları


Logo ticaretin başladığı yıllardan beri ürünleri, kuruluşları ya da hizmetleri birbirinden ayırt etmeyi sağlayan bir ya da birkaç tipografik karakterden meydana gelen bir nevi işaretlemedir. Markalar ve kurumlar için bir farklılaşma unsurudur. Logoyu bir şehir(belediye) için ele aldığımızda ise: Şehrin tarihi, kültürel yapısını " kimliğini" en iyi yönde yansıtan "şey"dir. Logo şehrin yüzü gibidir, şehir en iyi şekilde nasıl hatırlanmak istiyorsa o yönde bir logoya sahip olmalıdır. İnsanların kafasında doğru bir şekilde konumlanmak için tabi ki sadece fiziksel bir logo tek başına yetersizdir. Logonuzun bir hikayesi olmalıdır ve bu hikayeyi her mecrada bir şekilde insanlara anlatmalısınız. Logo bir şehrin mirasına yaslanan, vizyonunu anlatan bir konumda olmalıdır. Şehrin bütünsel kimliği ve kurumsal kimliği ile uyuşmalıdır. 

İyi bir logonun özellikleri:
  • Sade, anlaşılır ve hatırlanabilir olmalıdır.
  • Ayrıntıları kaybolmamalıdır.
  • Özgün olmalı ve başka kurumları çağrıştırmamalıdır.
  • Akılda kalıcı olmalıdır.
  • Kültürel özellikleri yansıtacak renkler ve anlamlar kullanılmalıdır.
  • Şehrin kimliği göz önünde olmalıdır.
Şimdi bazı belediyelerin logolarını birlikte inceleyelim:


İstanbul Büyükşehir Belediyesi:

Dört adet minare, yedi adet beyaz üçgen ve iki adet sur simgesini içeren logo. bu simgelerin kullanım amacı ise şu şekilde açıklanıyor: Minareler; istanbul silüetinin vazgeçilmez imzaları olması nedeniyle kullanılmıştır. Yedi beyaz üçgen ise; şehrin üzerine kurulduğu yedi tepeyi simgelediği için kullanılmıştır. logonun alt tarafında yer alan surlar ise; şehrin tarih boyunca fethedilmesinin zor olduğunu simgelediği için kullanılmıştır.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin logosunda ilk önce cami minareleri göze çarpar. Bu minareler; İstanbul silüetinin vazgeçilmez imzaları olan camileri simgeler. Bu camiler; şehrin tarihini ve tarihsel dokusunu ve İstanbul’un İslamiyet açısından konumunu anlatır. Camilerle bütünleşmiş şehri; minarelerle anlatır. Logonun ortasındaki yedi beyaz üçgen ise; şehrin üzerine kurulduğu yedi tepeyi simgeler. Tarihte “Yedi Tepeli Şehir” diye anılan, üzerine “İstanbul Yedi Tepe” diye şarkılar yapılan şehir, ilk kurulduğu dönemlerde yedi tepe üstünde konumlanmış bir şehirdi. Yedi beyaz üçgen işte bu yedi tepeyi simgeler. Logo İstanbul'un tarihi ve kültürel yapısına yaslanmış durumda. Logo üzerinde İslam vurgunun yüksek olduğu görülüyor. Logodaki dokunuşlar anlaşılır ve net.  

Şişli Belediyesi: 


Şişli Belediyesi logosu bir anıt logo örneği. Logo Şişli sınırlarında bulunan Abide-i Hürriyet Anıtı'nı temsil ediyor. Tarihsel açıdan önemli bir yapıyı (simgeyi) şehrin logosu yapmak karşımıza sıkça çıkan bir durum. Abide-i Hürriyet Anıtı tarihsel açıdan önemli bir yapı olmasına rağmen maalesef pek fazla kişi tarafından bilinmiyor. Logo hakkında araştırma yaparken karşıma çıkan bir yazı anıtın hikayesini ayrıntılı bir şekilde anlatıyor. Bu durum hikayesi olan logo açısından iyi bir örnek oluşturmuş.Yazının sonunda belediyenin kimliği ve logonun temsili hakkında şöyle bir açıklama var:
"Türkiye’de yapılmış ilk ulusal anıt kabul edilen Abide-i Hürriyet Anıtı 90'lı yıllardan beri Şişli Belediyesi’nin logosunu oluşturmaktadır. Şişli'nin en yüksek noktası olan Hürriyet-i Ebediye Tepesi'nde özgürlüğü selamlayan anıt, özgürlüğün ve demokrasinin kenti Şişli'de uzun yıllardır bir logodan çok bir simge haline gelmiştir.
Şişli Belediyesi'nin yeni binasına adımınızı attığınızda girişte sizi Abide-i Hürriyet anıtının görseli karşılar. İçeride farklılığı zenginlik olarak gören bir anlayışla karşılaşırsınız. Özgürlüğün, eşitliğin ve demokrasinin kenti Şişli'de, Abide-i Hürriyet anıtı ebediyete kadar özgürlüğün simgesi olarak kalacak". 


Eskişehir Büyükşehir Belediyesi:

Yalın biçimde tasarlanmış logoda üst üste ya da alt alta duran"e"ler ile kentin eski ve yeni yüzü karşılaştırılmakta , geçmiş ve gelecek bir potada eritilmektedir. Kentin geleneksel göndergelerini içselleştiren "e" ile dişil karakterden oluşan "E" arasında algısal farklılıklar  ortaya çıkmaktadır. Zemindeki "e"nin daha baskın ve eskil bir imge taşıdığını, dişil "E"nin ise zayıf bir kent imajı verdiğini düşündürtmektedir. 

Eskişehir Büyükşehir logosu diğer logolara göre farklılık göstermekte. Logo doğrudan kent imajı ve vizyonunu temsil eden bir özellik taşımakta. Logodaki eski ve yeni vurguları değişen ve gelişen bir kenti Eskişehir'i anlatıyor.  Logo "basit" anlaşılır olması sebebiyle başarılı kabul edilebilir.

Karşıyaka Belediyesi:

Karşıyaka İskele Meydanı'nda yer alan "Atatürk, Annesi ve Kadın Hakları Anıtı"nı birebir olarak Karşıyaka Spor Kulübü'nün renkleri ile birlikte logo olarak kullanıyor. Logo Şişli Belediyesi'nde karşımıza çıkan anıt logonun bir diğer örneği.

Anıtın hikayesi şöyle:
Alandaki döşemeye yapılan ve üzerinde yürünen daha sonra plaklaşarak yükselmeye başlayan elemanlar; çiğnenmekte olan, kadın haklarının Atatürk ve kurduğu Cumhuriyet ile yücelmeye başladığını simgeler. Atatürk ve O'nun belli başlı ilkelerini de simgeleyen bu dikit plaklar bronz bir kuşakla sıkı sıkıya kucaklanmıştır. Üzerinde Ulu Önder Atatürk, annesi Zübeyde Hanım, mermi taşıyan cefakar Türk Anası, Cumhuriyet ve Demokrasi ile başlayan seçme, seçilme ve her dalda yetişen ve uğraş veren Türk Kadınları (Öğretmen, hukukçu, kimyager gibi) simgeleyen kabartma figürler vardır. 

Kayseri Büyükşehir Belediyesi:

Logo içerisinde Erciyes Dağı ve Hunat Külliyesi bulunmaktadır. Logonun renkleri turkuaz yeşili ve Laciverttir.
Türk kültürü açısından önemli bir yer olan Kayseri, Türk rengi olarak da bilinen turkuazı logosunda kullanmaktadır. Renkler Kayseri’nin Erciyes’ten gelen kış ve soğuğunu da çağrıştırmakta. Sınırlarında Türk-İslam kültürüne dair bir çok eser bulunduran Kayseri’nin  tarihi ve kültürel yapısı logoda temsil edilmektedir.
Logoda yer alan Erciyes Dağı Kayseri denince akla gelen en önemli kimlik unsurlarından. Logoda kullanılan dağ görseli ve renkler Erciyes kimliğini doğrudan vurgulamış. Kayseri logosu tarih ve turizme yaslanıyor diyebiliriz. Logo basit ve anlaşılır ve Kayseri kimliğini doğru temsil ediyor.

Yararlanılan Kaynaklar:
http://www.researchgate.net/publication/236905822_Kentsel_Kimlik_Gstergesi_Olarak_Kent_Logolar
https://line.do/profile/sisli-belediyesi
http://www.karsiyaka.bel.tr/tr/neler-yapabilirsiniz/anitlar-ve-heykeller/ataturk-annesi-ve-kadin-haklari-aniti
https://eksisozluk.com/istanbul-buyuksehir-belediyesi-logosu--3397964

11 Haziran 2015 Perşembe

Pet Şişeni Getir, Kitabını Götür

Şişli Belediyesi çocuklara çevre duyarlılığı kazandırmak için örnek bir projeye imza atmış. Belediye “Dünya Çevre Günü” dolayısıyla başlattığı “Pet Şişeni Getir, Kitabı Götür” kampanyasıyla hem çocukların geri dönüşüm ve çevre duyarlılığı konusunda bilinçlenmesini hem de okuma alışkanlıklarının gelişmesini hedefliyor. Proje kapsamında Yazar Banu Bozdemir, Şişli’de çocuklarla biraya gelerek çocuklar ile hayvan, doğa ve bitki sevgisi üzerine sohbet ediyor. Etkinlikte pet şişe getiren her çocuğa Banu Bozdemir’in çocuk kitapları hediye ediliyor. 

Projenin hedefinde çocukların olması projeyi daha değerli kılıyor. Hepimizin bildiği gibi ülke olarak doğa ve geri dönüşüm konusunda bu kadar vurdumduymaz olmamızın en önemli sebeplerinden biri de eğitim sistemimizin, ders programlarımızın çocukları çevre konusunda eğitmekte eksik kalması.  Bu noktada çocuk–doğa etkileşiminin geniş bir çerçevede tartışılması; çocuklarda olumlu çevresel tutum ve davranışlar oluşturulacak uygulamaların yapılması önem taşıyor. Şişli Belediyesi'nin meseleyi en temelinden çocuklardan ele alarak başlaması bu açıdan önemli.










Projeye bizzat Şişli Belediye Başkanı Hayri İnönü’nün de katılarak çocuklara kitap dağıtması övgüye değer bir davranış. Bu tür kampanyalarda topluma öncülük eden  şahsiyetlerin destekleri ve katılımları etkiyi daha da arttırıyor. Hayri İnönü'nün projede bizzat yer alması çevre ve geri dönüşüm konusunda sözde değil özde destek verdiğini de gösteriyor.

Kentleşme, aşırı nüfus artışı doğanın tahrip edilmesine ve çevre kirliliğine sebep oluyor. Aslında yok ettiğimiz doğa, kirlettiğimiz çevre bizim yaşam alanımız. Kendi yaşam alanlarımızı, nefesimizi tüketiyoruz bir bakıma… Bu yüzden küçük yaşta çocuklarımıza kazandırdığımız çevre ve geri dönüşüm bilinci daha yaşanılır bir dünya için büyük önem taşıyor. Çevreyi hep birlikte korumalıyız; çocuklarımızla, çocuklarımız için...

Bir Kızılderili'nin dediği gibi: "Biz bu dünyayı atalarımızdan miras değil, çocuklarımızdan ödünç aldık." 

Yaşlı bir Kızılderili ne kadar yanılabilir ki?


8 Haziran 2015 Pazartesi

Küresel Köyün Sakin Şehri: Seferihisar

"Yavaşlığın düzeyi anının yoğunluğuyla doğru orantılıdır; hızın düzeyi unutmanın yoğunluğuyla doğru orantılıdır." Yavaşlık ile anımsama, hız ile unutma arasında gizli bir ilişki vardır. Bir şey anımsamak isteyen kimse yürüyüşünü yavaşlatır. Buna karşılık, az önce yaşadığı kötü bir olayı unutmaya çalışan insan elinde olmadan yürüyüşünü hızlandırır. "  Milan Kundera
Sakin Şehir (Cittaslow,) toplam 30 ülkede 190 üyesi bulunan bir yerel kalkınma modeli. Cittaslow felsefesi yaşamın, yaşamaktan zevk alınacak bir hızda yaşanmasını savunur. Cittaslow hareketi, insanların birbirleriyle iletişim kurabilecekleri, sosyalleşebilecekleri, kendine yeten, sürdürülebilir, el sanatlarına, doğasına, gelenek ve göreneklerine sahip çıkan ama aynı zamanda alt yapı sorunları olmayan, yenilenebilir enerji kaynakları kullanan, teknolojinin kolaylıklarından yararlanan kentlerin gerçekçi bir alternatif olacağı hedefiyle yola çıkmıştır.

Yavaş Şehir Hareketi'nin temelleri seksenli yıllarda  küçük şehirlere açılan fast foodlara karşı mücadele veren "Slow Food" hareketine dayanır. Rivayete göre 1986 yılında  Roma'da ünlü İspanyol Basamakları Meydanı'nda bir fast food dükkânı açılır. Birçok kanaat önderi ve esnaf, İtalya gibi mutfağıyla gurur duyan bir ülkenin kalbinde dünyanın her yerinde bulabileceğiniz böyle bir dükkânın açılmasına karşı çıkar. Tepkiler sonuç verir, dükkân kapanır. Bu zafer, 'Slow Food'u, bugün 150 ülkede 100 binden fazla üyesi olan bir sivil toplum örgütü haline getirir.
Bu hareketin felsefesini temel alan "yavaş şehir" hareketi de  1999'da Greve in Chianti Belediye Başkanı Paolo Saturnini önderliğinde üç belediye başkanı tarafından kurulur ve Cittaslow Birliği 'yavaş' felsefesine ve kendi özelliklerine sahip çıkan kentlerin bir araya geldiği bir birlik haline gelir.


Nüfusu 50.000'in altında olan kentlerin üye olabildiği Uluslararası Belediyeler Birliği'ne (Cittaslow)'e üye olarak kabul edilebilmek için şehirlerin belirli kıstasları yerine getirmeleri  gerekiyor. Bu kriterlerden başlıcaları şöyle:

  • Geleneksel yapıların korunması 
  • Trafiğin azaltılması 
  • Yerel ürünlerin kullanılması 
  • Yenilenebilir enerji kullanılması 
  • Fast food dükkânları yerine yerel yemeklerin sunulduğu restoranların desteklenmesi 
  • Eski yapıların restore edilmesi 
  • Gürültü kirliliğinin engellenmesi 
  • Hava kalitesinin yükseltilmesi 
  • Organik ürün üretilmesi 
  • El sanatlarının korunması gerekir


Türkiye'nin İlk Sakin Şehri Seferihisar

İzmir'in güneyinde yer alan Seferihisar, tarihi ve kültürel yapısıyla çok önemli bir konuma sahip. Giritliler tarafından kurulan ve Karyalıların bir kenti olduğu bilinen, tarihin en eski yerleşim yerlerinden Teos ilçe sınırlarında yer alıyor. Seferihisar'da Roma, Selçuklu, Lidya, Atina vb kültürlerine ait kalıntılar bulmak mümkün. Bölge içerisinde bulunan sit alanları, askeri yapılar  nedeniyle fazla yapılaşmanın olmadığı doğal bir güzelliğe sahiptir. 



Seferihisar'ın sakin şehir olma girişimleri 2009 yılında başlıyor. Belediye başkanı Tunç Soyer'in Cittaslow kavramından haberdar olup, harekete geçmesiyle Seferihisar bugün bir "cittaslow".  Soyer verdiği bir röportajda "cittaslow" ile ilgili şöyle diyor; " Bir kentin doğasını, tarihini, esnafını, yemeklerini o kenti o kent yapan özelliklerini korumadan kalkınmasının zararlarını fark ettik. Hayalimiz, yaptıklarımızla diğer kentlere bu kavramlara saygı duyarak da kalkınabilecekleri mesajını vermek"  

Cittaslow sadece şehrin tarihini korumak üzerine kurulu bir sistem değil aynı zaman da bir yerel kalkınma modeli. Bu yüzden cittaslow'la Seferihisar'ın kaderi değişiyor, kent tarihi ve kültürel değerlerini korurken aynı zamanda da yerel üreticiyi destekleyen projeler ve kooperatiflerle ekonomik olarak da iyi bir ivme kazanıyor. Bu yüzden Seferihisar son dönemde sıkça karşımıza çıkan "Sürdürülebilir Turizm" kavramı için iyi bir örnek oluşturuyor. Sürdürülebilir Turizmin üç ayağı çevresel, ekonomik ve sosyal yapı sakin şehir kavramıyla doğrudan uyuşuyor ve ortaya kendi kimliğini koruyarak "markalaşmış" bir kent çıkıyor. 


Seferihisar bize bir (başkanın) yöneticinin doğru bir vizyonla kenti nerelere taşıyabileceğini net olarak gösteriyor. Tunç Soyer vizyonuyla kentin dokusuyla çok iyi uyuşan bir modeli Seferihisar'a taşıdı. Hatta 2015 itibariyle Soyer, merkezi İtalya’da bulunan Cittaslow'un önceki başkanı Gian Luca Marconi’nin önerisiyle yönetim kurulu tarafından, genel başkan yardımcılığına seçilerek Seferihisar ve Türkiye'ye başka bir konum kazandırdı. Bugün Seferihisar'ın açtığı yoldan ilerleyen ve cittaslow'a üye olan 9 kentimiz var. Konumu itibariyle bir sakin şehir cenneti olan Türkiye'de bu sayı doğru yöneticilerle kolay bir şekilde arttırılabilir. Yeter ki biz üzerinde yaşadığımız tarihin, kültürün, değerlerin farkında olalım ve bunları talan etmek yerine korumayı, sahiplenmeyi deneyelim.